Hipnoz ve Hipnoterapi Dr. Cengiz DOĞAN / 2. Bölüm
Hipnoz nedir, nasıl bir haldir?
1990 yıllardan itibaren tanısal görüntüleme tekniklerindeki gelişmeler (Fonksiyonel Manyetik rezonans Görüntüleme - fMRI), hızlı ve detaylı laboratuvar analiz yöntemleri (genetik ve moleküler analizler) beynin yapısını ve işleyişini daha iyi anlamamıza, aynı zamanda hipnoz sırasında ortaya çıkan fizyolojik değişiklikleri görmemize olanak veriyor. Her ne kadar hipnotik durumun fizyolojik olarak tarif edilmesinde yeni olanaklara sahip olsak da, hipnoza dair anlatımlar ve tanımlar halen çoğunlukla deneyime dayalı ve subjektiftir.
Hipnoz, fizyolojik olarak uyanıklık ve uyku arasında bir zihin-beden durumudur. Bilinçli olarak dikkatin belirli bir duruma veya nesneye odaklandığı, kişinin bedenine ve çevresine olan dikkatinin azaldığı, bilinçli durumunda bir çözülme, ayrışma yaşadığı (disosiasyon) ve telkine daha açık hale geldiği bir durumu ifade eder. Kişi zihninin bir tarafıyla hipnotist ile iletişimdeyken bir tarafıyla başka bir gerçekliği deneyimler. Hipnoz üst düzeyde telkine yatkınlık halidir. Bilinçli zihnin kontrol mekanizmalarının bir süreliğine gevşemesi kişiyi ileri düzeyde telkine açık hale getirir.
Hipnoz ve beyin dalgaları
Hipnozun uyku ile uyanıklık arası bir duruma konumlandırması beyinle yapılan nörofizyolojik çalışmalara dayanır. Uyanıklık halindeyken çekilen EEG (ElektroEnsefalografi)de 5 tip beyin dalgası tespit edilir. Kişinin içinde bulunduğu duruma göre bu dalga türlerinin yaygınlıkları değişir.
Üst düzeyde bilgi işleme, öğrenme durumlarında, aşkın düşüncelerde insan beyninde frekansı çok yüksek Gamma dalgası (27-100 Hz) yaygın olarak tespit edilir. Uyanık ve alarm durumundayken beyninde frekansı yüksek Beta dalgaları (12-27 Hz) hakimdir. Dikkatimiz gündelik hayatın işlerine yoğunlaştığında, alarm durumda olduğumuzda, problem çözme, karar verme, tartışma, karşılaştırma, yargılama gibi bazı beyin-zihin faaliyetlerinde Beta dalgası hakimdir. Hafif uyku sırasında, rüya görürken, ileri düzeyde gevşeme egzersizlerinde Teta dalgaları (3-8 Hz), rüyanın olmadığı derin uykuda (REM dışı periyod) Delta dalgaları (0,5-3 Hz) yaygın olarak tespit edilir. Hipnozda ise Alfa dalgaları (8-12 Hz) hakim olur. Bilinçli halimizi koruyarak, dışarıdaki hayatın uyaranlarından uzaklaştığımızda, gevşediğimizde, “şimdiki ana” odaklandığımızda, beynimiz de sakinleşir, bilinçli zihnimiz bilinçdışımıza ve oradaki tüm kayıtlar, bilgiler, deneyimler, hisler için bir geçit yaratır.
Hipnoza neden ihtiyaç duyulur? Hipnoz nasıl ilerler?
Bir kişinin mental konsantrasyonu artmaya başladığında farklı, değişik bilinç durumlarına eğilimi fazlalaşır ve bunu doğal olarak deneyimler. Düşünceye dalmalar, dış dünyaya ilginin ya da dış uyaranlara tepkinin anlık olarak azalması buna örnek olarak verilebilir. Mental konsantrasyondaki yoğunlaşma aslında gündelik olağan bilinç durumlarıyla kişinin arzuladığı sonucu elde edemediği ve başka kaynaklara çözüm için ihtiyaç duyduğunu anlatır bize. Bir çeşit arayıştır bu. Bildiği veya sıklıkla kullandığı yöntemlerle ve var olan tutum ve davranışlarıyla üstesinden gelemediği veya gelişme sağlayamadığı durumlarda kişi yaratıcı bir süreci çalıştırmak zorunda kalır. Bilincin o güne kadar geliştirdiği çoğu modelin gücü azalır. Bu tür durumlarda kişi kendi dışında iki alana yönelir:
- Birisi sizin dışınızdakiler: İnsanlar, nesneler ve diğer kaynaklar.
- Diğeri ise bilincinizin dışındaki “sanal alan”: Bilimsel literatürde ve gündelik dilde sıklıkla kullanılan bir ifade olarak “Bilinçdışı”dır burası.
Bilinçdışı
Bilinçdışı (Unconcious) kişinin var olduğu ilk andan şu ana kadarki sosyal ve biyolojik tüm mirasını, tüm fizyolojik otonom kontrol mekanizmalarını ve kendi kişisel hikayesinin tüm detaylarını barındırır. Kendisi dışındaki dünyayla teması esnasında oluşan tüm kayıtlar (duyu, düşünce, olaylar) kişinin tüm “benlik”leri, tüm “persona”ları ve rolleri kişisel bilinçdışında yer alır. Kişinin bilinci, bilinçdışıyla sürekli iletişim ve diyalog halindedir. Bu diyalog durağan değil, dinamik ve değişkendir.
Hipnoz ve Trans
Otoyolda seyrederken veya kitap okurken dalıp gitmek gibi doğal trans durumları, spontan yaşanan ve bilinçdışı tarafından idare edilen durumlardır. Benzer durumlar hipnoz sırasında da yaşanır. Hipnotik trans halleri, bir operatör olarak hipnotist ile elde edilen, farkındalığın devam ettiği, bilincin kaybolmadığı süreçlerdir.
Hipnotistle birlikte kişi tıpkı yukarıdaki örneklerde olduğu gibi bir uygulama, eylem ya da düşünce etrafında yoğunlaşırken hipnoza girer ve telkin almaya daha açık hale gelir. Bu durum daha da derinleşebilir, hipnotik transa girebilir. Kişinin kendi dışında birisiyle tedavi edici veya geliştirici bir ilişki kurmaya ihtiyaç duyduğu durum, hipnozun ve hipnotik trans’ın var olduğu yerdir. Hipnotist, kişinin kendi başına deneyimlediği doğal trans durumlardan farklı olarak, hipnozu, transı, dolayısıyla farklılaşmış bilinç durumlarını deneyimlemesine olanak sağlar. Kişi bir kez hipnoza girdikten sonra hipnotist hedefe yönelik olarak, özel telkinlerle kişinin çözüm bulmasına, keşfetmesine, değişimi ve iyileşmeyi başarmasına yardımcı olur.
Hipnoterapi Nedir?
Hipnozun kullanıldığı tüm terapötik/tedavi süreçleridir. Yaygın olarak hipnozun kullanıldığı psikoterapi süreçleri için kullanılır. Geleneksel Hipnoterapi, Eriksoncu Hipnoterapi, Bilişsel/Davranışçı Hipnoterapi en yaygın örneklerdir.
Hipnoz bilimsel bir yöntem/ girişim midir?
Güvenilir midir? Hipnozun doğası ve kullanımın alanlarına dair binlerce bilimsel yayın mevcuttur. Hipnoz dünyadaki pek çok ülkede ve Türkiye’de güvenle uygulanmaktadır.
Hipnoz bir uyku mudur?
Hipnoz bildiğimiz uyku hali değildir. Dışarıdan bakıldığında, hipnozdaki kişi sanki derin bir uykudaymış gibi görünebilir. Ancak beyin uykudan farklı bir fizyolojik durumdadır; kişi farkındalığın devam ettiği ve uyarana açık bir haldedir. Bir kişi isteği dışında veya farkında olmaksızın hipnoza alınabilir mi? Klasik, otoriter hipnoz yaklaşımında hipnoz prosedürü belirlidir ve kişi bu uygulamaya dahil olup olmayacağına kendisi özgürce karar verir. Kendi rızası ve isteği dışında hipnoza girmez. Ancak gündelik konuşma dili içerisinde, dolaylı olarak “hipnotik bir dilin” kullanımıyla kişi hipnoza alınabilir, “hipnotik trans”ı deneyimleyebilir ve/veya telkin alabilir. Hipnozdaki kişi kendisine söylenenleri olduğu gibi kabul eder, başkası tarafından istenenleri yapar mı? Hipnoz sırasında kişi telkine daha kolay cevap verir hale gelir. Ancak kendi arzu etmediği, herhangi bir nedenle (sosyal, ahlaki, durumsal) yasak olarak içselleştirdiği şeyleri talep eden telkinlere olumlu yanıt vermez. Bu talepte ısrar edilirse kişi hipnozdan çıkar. Kişi hipnozda istemediği halde sırlarını açıklar mı? Hipnoz sırasında kişi bilincini kaybetmez. Dolayısıyla istemediği sürece sırrını açığa vurmaz, normal koşullarda paylaşmayacağı bilgileri paylaşmaz. Ancak kişi bilgi veya sırrı paylaşmayı kendisi için faydalı varsayarsa onları paylaşmaktan kaçınmayabilir. Hipnozdan çıkamama gibi bir durum söz konusu mudur? Hipnozdan her zaman çıkılır. Hipnozdan çıkma telkini verilmese bile, hipnozun devamlılığını sürdürecek bir uygulama veya telkinin olmaması durumda kişi kısa bir sürede hipnozdan çıkar Herkes hipnozu deneyimleyebilir mi? Evet, bazıları için kolay, bazıları için biraz zor olsa da herkes hipnoza girer. Kişi, hipnozu deneyimlendikçe daha kolay hipnoza girer hale gelir. Kimler Hipnoz Uygulayabilir? Hipnoz çoğu ülkede ve Türkiye’de sağlığın geliştirilmesi amacıyla kullanılır ve “tıbbi ve psikolojik bir girişim” olarak kabul edilir.
Hipnozla geçmişe veya geleceğe gitmek mümkün müdür?
Hipnozla kişinin hatıralarına erişmek ve gözden geçirmek mümkündür. Geleceğe dönük olarak kişiler hipnoz altında hayallerini, hedeflerini gözden geçirirler, olay simülasyonu yapabilir, sanki olmuş gibi hayal edebilirler. Gerek geçmişe, gerek geleceğe dönük hipnotik çalışmalarda, kişideki değişim ve öğrenmenin şimdiki zamanda başlaması amaçlanır. Bunun dışındaki beklenti ve teklifler gerçekçi değildir.
Kendi kendine Hipnoz (Self-Hypnosis) yapılabilir mi ve nasıl uygulanır?
Genel hipnoz tekniklerine benzer şekilde ve bu tekniklerden bazılarının kişi tarafından kendisine uygulanması ve kendi kendine telkin vermesiyle gerçekleşir.
Oto-Hipnoz nedir? Nasıl uygulanır?
Bir hipnotistin hipnoza aldığı kişiye öğrettiği yöntemi, bu kişinin kendi başına uygulayarak deneyimlediği hipnoz türüdür. Bir çeşit kendi başına uyarılarak başlatılan hipnozdur. Çoğunlukla hipnotistle yapılan hipnoterapinin etkinliğini ve kalıcılığını artırmak için tercih edilir.
Hipnozun uygulandığı alanlar
Hipnoz dünyada özellikle sağlığın iyileştirilmesi, geliştirilmesi ve tedaviye uyumun artırılması olmak üzere, spor, eğitim, kişisel gelişim, kriminal gibi diğer alanlarda kullanılmaktadır. Hipnozun yaygın olarak kullanıldığı alanlar aşağıda sıralanmıştır.
- Cerrahi Girişimler, Anestezi süreçleri
- Gebelik ve Doğum süreçleri
- Sindirim Sistemi Sorunları: Ülser, Gastrit, Kolit, Crohn Hastalığı, Huzursuz Bacak Sendromu, bulantı-kusma
- Dolaşım Sistemi Sorunları: Esansiyel Hipertansiyon, Reynaud Hastalığı
- Solunum Sistemi Sorunları: Astım, alerji
- Kanser Tedavisi ve Bakımı: Medikal tedaviye uyumu artırma, ağrı yönetimi, bulantı, kusma
- Diş Hekimliği: Diş hekimi ve operasyon korkularının yenilmesi, bruksizm (diş gıcırdatma-sıkma), bulantı ve öğürmenin azaltılması, ağrının azaltılması
- Kişilik Bozuklukları: Pasif agresif, Antisosyal, Histrionik, Paranoid, Şizoid, Şizotipal, Borderline, Narsistik, Çekingen, Bağımlı, Obsesif kompulsif kişilik bozukları
- Üro-Genital Sistem sorunları ve Cinsel işlev bozuklukları: Cinsel İsteksizlik, Zevk Alamama, Orgazm ve Boşalma Sorunları, Empotans, Vajinismus, Alt ıslatma • Stres ve Anksiyete Bozuklukları: Panik Bozukluk, Yaygın Anksiyete Bozukluğu, Özgül Fobiler, Sosyal Fobi, Obsesif Kompulsif Bozukluk, Travma Sonrası Stres Bozukluğu
- Depresyon
- Uyku Bozuklukları
- Yeme-İçme Bozuklukları ve Kilo Kontrolü
- Bağımlılık sorunları: Sigara, Alkol, Diğer Maddeler
- Psikofizyolojik Cilt Hastalıkları: Akne, Alopesi Areata (Bölgesel Saç Dökülmesi), Egzama, Sedef, Psikojenik Purpura, Rozasea, Seboreik Dermatit, Ürtiker, Saç-Kıl Yolma Takıntısı, Cilde Zarar Verme-Yolma, İz ve Şekiller Yapma, Bedenini Beğenmeme
- Ağrı Yönetimi: Birincil baş ağrıları (Gerilim tipi baş ağrısı, Migren), Kanser ağrıları, Fibromiyalji, Nöropatik Ağrı, Pelvik ağrı, Adet Ağrısı, Ağız, Diş, Dil Ağrısı ve Glottis, Kas-Eklem Ağrısı, Yanıklar
- Nöro-Musküler Bozukluklar: Servikal Distoni, Titreme/Tremor
- Konuşma Bozuklukları: Kekemelik, Ses Kısıklığı
- Çocuk ve Ergen Sorunları: Alt ıslatma, Gece Korkuları, Aşırı Hareketlilik ve Dikkat, Konsantrasyon Bozukluğu, Öğrenme Problemleri, Konuşma Bozuklukları, Saldırganlık, Uyum Sorunları, Sınav Kaygısı-Stres, İnternet, Oyun, Cihaz Bağımlılıkları
- Eğitim, iş ve sanat hayatında sorunlar: Sınav Kaygısı, Aşırı Heyecanlanma, Özgüven Problemleri, Motivasyon Sorunları, Yaratıcılık ve Kişisel Performansın Azalması
- Sporcu eğitimi ve performans yönetimi
- Kriminolojide suç soruşturmaları
Günümüzde Hipnoz
Günümüzde hipnoza olan genel ilgi ve tıp, diş hekimliği, psikoloji, eğitim, spor, eğitim alanlarında etkili bir araç olarak kullanımı gittikçe artmaktadır. Özellikle sinirbilimde, genetik, moleküler analiz ve tanı yöntemlerinde teknik olanaklar ve bilgi birikimi arttıkça, bilinç ve değişik bilinç durumlarını daha iyi anlamaya başladık. İyileşmenin ve değişmenin doğasını bilimsel yöntemlerle anladıkça ihtiyacımız olan kaynakların önemli bir kısmının kendi içimizde olduğunu yeniden fark eder olduk. Kişi ve ilişkinin ihtiyaçlarına özgü kurgulanan, kolay erişilebilir ve son derece güvenli çağdaş hipnoz uygulamaları artık bize daha fazla göz kırpıyor.
Mart 2016
Cember-Online, 13.12.2024
Konuyla ilgili tüm soru veya önerileriniz için, bizimle temasa geçebilirsiniz: cember@cember-online.com
Tweet |